Umay’ın Mitolojik Kökenleri ve Türk İnanç Sistemindeki Yeri

Umay Kimdir?

Türk mitolojisindeki en önemli figürlerden biri olan Umay (Eski Türkçe: 𐰆𐰢𐰖), bereket, koruyuculuk, doğum ve doğurganlıkla ilişkilendirilen bir tanrıçadır. Imay, Imay Ece ve Umay Ana olarak da bilinir. Bazı kaynaklarda baş tanrı Tengri’nin kızı olarak geçmektedir, ancak Erlik ve Ülgen’le kardeş olduğu da söylenmektedir. Erlik ve Ülgen, Kayra’nın çocukları olduğuna göre, bu durumda Umay da Kayra’nın kızı olarak kabul edilmelidir. Bu karışıklık, yaratıcı tanrı Kayra’nın bazı Türk topluluklarda zamanla baş tanrı Tengri’nin yerini almasıyla açıklanabilir.

Mitolojik kaynaklara göre Umay’ın doğuşu, göksel bereketin yeryüzü ile buluşmasını simgeler. İlk cümlede de değinildiği gibi Umay, yalnızca bereket dağıtan bir tanrıça değil, aynı zamanda doğum anlarında ve sıkıntılı zamanlarda ortaya çıkan bir koruyucu güçtür.

Umay’ın Türk Mitolojisindeki Rolü

Umay, Türk mitolojisinde bir bereket ve doğurganlık tanrıçası olarak önemli görevler üstlenir. Onun en belirgin rolü, doğacak çocukların ruhlarını belirlemek ve koruyuculuğunu üstlenmektir. Doğum sırasında Umay, göklerdeki evinden gelir ve gökteki tılsımlı süt gölünden getirdiği sütü, yeni doğan bebeğin ağzına damlatarak ona ruh verir. Bu kutsal müdahale, yalnızca çocuğa yaşam vermekle kalmaz, aynı zamanda onu kötü ruhlardan ve kötü kaderden korur.

Umay’ın bu kutsal görevi yalnızca çocuklarla sınırlı değildir. Aynı zamanda anneleri, hamile kadınları ve yavru hayvanları da korur. Onun şefkati ve koruyuculuğu, doğurganlık sembolizmi ile harmanlanmıştır. Bu nedenle doğum ve yaşam döngüsünde büyük bir rol oynar. Umay’ın himayesinde olmayan çocukların sık sık hastalanacağına, hatta Alkarısı tarafından yenilebileceğine ve öleceğine inanılır. Bu nedenle çocuğu olmayan ya da doğurduğu çocukları çok yaşamayan kadınların, Umay’a kurban sunarak onun yardımıyla çocuk sahibi olmak istemesi, eski Türk topluluklar arasında yaygın bir tradisyondur. Umay’ın bu konudaki rolü öylesine önemlidir ki, çocuk ölümlerinin yaşandığı evlerde ona sitemle “Kara Umay” diye hitap edilir.

Umay’ın düşmanları ise genellikle yeraltı dünyasındaki kötücül varlıklar ve ruhlardır. Yer altı tanrısı Erlik’in kötü ruhları ve kötü niyetli bir tür cadı olan Alkarısı’nın hizmetkârları çocuklara ve hamile kadınlara zarar vermek için sürekli fırsat kollar. Ancak Umay, kanatlarıyla bu varlıkları uzaklaştırır ve doğacak çocukları güvence altına alır.

Umay’ın Fiziksel Betimlemesi ve “Üç Sembolizmi”

Türk mitolojisinde Umay, göksel bir dişil varlık olarak tasvir edilir. Genellikle beyaz bir elbise içinde, yere kadar uzanan gümüş rengi saçlarıyla betimlenir. Saçlarının uzunluğu ve beyazlığı, sadece estetik bir özellik değil, aynı zamanda bereketin ve ruhsal koruyuculuğun sembolüdür.

Umay’ın fiziksel görünümü orta yaşlı bir kadını andırır; ne gençtir ne de yaşlı. Bu orta yaşlı görünüm, onun hem bilge hem de güçlü olduğunu ima eder. En karakteristik özelliği ise üç boynuzla ya da üç dilimli bir taçla betimlenmesidir. Üç sayısının neyi sembolize ettiği net olmamakla birlikte bazı varsayımlar ileri sürülmüştür:

Zamanın Üç Ana Evresi: Geçmiş, şimdi ve gelecek. Umay’ın tüm zaman dilimlerini kapsayan bir koruyucu figür olduğunu vurgular.

Üç Kutsal Fonksiyon: Doğa, insan ve ruh dünyasının birbirine bağlılığı.

Yaşam Döngüsü: Doğum, yaşam ve ölüm. Umay’ın hayatın her aşamasında yer aldığını gösteren bir döngü.

Dünya’nın Üç Katmanı: Yer altı, yeryüzü ve gökyüzü. Bereket ve iyiliğin, her yerde galip geleceğine dair bir mesaj.

Üç Ana Dişil Güç: Bereket, koruma ve şifa dağıtma. Umay’ın doğurganlık ve yaşam güçlerine atıf olabilir.

Doğa Elementleri: Ateş, su ve toprak elementleri arasındaki dengeyi temsil eder.

Ayın Evreleri: Yeni ay, dolunay ve hilal. Umay’ın zaman döngüleriyle ilişkisine bir atıf.

Türk Mitolojisinde Bereket

Türk mitolojisinde Umay’ın en önemli görevlerinden biri bereket dağıtmaktır. Gökyüzünde yaşayan bu kutsal varlık, yeryüzüne inerek hem insanlara hem de toprağa bereket getirir.

Umay, sadece insanların değil, aynı zamanda hayvanların da doğurganlığını ve bereketini kontrol eder. Konargöçer Türk toplulukları için doğurganlık ve bereket, yaşamın sürekliliği için vazgeçilmez unsurlardır. Bu nedenle Umay’ın rolü hayati öneme sahiptir.

Umay’ın bereket dağıtan elleri, doğanın her köşesine şifa ve bolluk getirir. Onun koruyucu elleri, doğum sırasında annelerin sancılarını hafifletir ve çocukların sağlıklı doğmasını sağlar. Aynı zamanda hayvan sürülerinin çoğalması ve hayvanların verimli olması da onun gücüyle mümkündür. Verimli bir hasat dönemi arzulayan bir çiftçi ya da sürüsünü çoğaltmak isteyen bir çoban olsaydınız yakaracağınız tek tanrı Umay olurdu.

Umay’ın bereketle ilişkilendirilmesinin bir başka önemli yönü de, onun gökyüzünden yağmur getirdiğine inanılmasıdır. Hava durumlarıyla her ne kadar Ülgen ilgilense de, bereketle olan ilişkisi nedeniyle, Umay’ın da bu konuda etkili olabileceğine inanılıyordu.

Diğer Mitolojilerdeki Benzer Tanrıçalar

Türk mitolojisindeki Umay’ın İskandinav mitolojisindeki karşılığı Freyja‘dır. Umay’a benzer şekilde doğurganlık, aşk ve savaşın tanrıçası olarak karşımıza çıkan Freyja, savaşçı yönüyle Umay’a oldukça yakın bir figürdür. Zira her ikisi de sadece bereketi değil, aynı zamanda koruyuculuk ve savaşçılığı da temsil eder. Ancak Umay’ın yeni doğan bebeklere ruh verme özelliği, Freyja’nın savaşçı ruhlarla olan ilişkisine kıyasla daha spiritüel bir boyut taşımaktadır.

Slav mitolojisinde Umay’a denk sayılabilecek tanrıça Mokosh‘tur. Doğurganlık ve bereket tanrıçası olarak Umay’a benzer bir rol üstlenen Mokosh, yerel inançlarda toprak, hasat ve kadınların koruyucusu olarak bilinir. Her iki tanrıça da doğurganlıkla ilişkilendirilen önemli dişil varlıklardır, ancak Umay’ın gökyüzü ve yeraltı dünyası arasındaki bağları, onu Mokosh’tan farklı kılmaktadır.

Yunan mitolojisinde Demeter, doğurganlık ve bereket tanrıçası olarak Umay’a en yakın figürlerden biridir. Demeter, toprağın verimliliğini sağlayan, bitkilerin büyümesine rehberlik eden ve insanların yaşam döngüsünü kontrol eden bir tanrıçadır. Umay’ın da benzer şekilde toprağın ve doğanın bereketini kontrol ettiği, insan ve hayvanların doğurganlık süreçlerini etkilediği bilinmektedir. Demeter’in kızı Persephone’nin yeraltına kaçırılması ve geri dönmesiyle, Yunan mitolojisinde yaşam ve ölüm döngüsü sembolize edilirken, Umay’ın yeraltı varlıklarıyla olan mücadelesi ve göklerden ruh getirmesi bu döngüye paralellik gösterir.

İrlanda mitolojisinde Umay ile benzer özellikler taşıyan tanrıça Brigid’dir. Brigid, İrlanda mitolojisinde hem bereket tanrıçası hem de şiir, tıp, doğurganlık ve ateşin tanrıçası olarak bilinir. Brigid’in doğurganlık ve bereket üzerindeki etkisi, toprağı verimli kılması ve tarımsal üretimi desteklemesiyle ilişkilidir. Bu yönüyle Umay ile benzerlikler taşır. Çünkü Umay da hem insanları hem de doğayı bereketle buluşturur. Ancak Brigid’in, ateş ve şiirle olan bağlantısı Umay’dan farklı bir boyut taşır. Brigid sadece doğurganlıkla sınırlı kalmayıp sanatı ve bilgelik alanlarını da kapsayan geniş bir etki alanına sahiptir.