Erlik’in Kökeni ve Yaratılışı
Karanlık ve kaosla ilişkilendirilen yer altı tanrısı Erlik (Eski Türkçe: 𐰀𐰼𐰠𐰃𐰚), Türk mitolojisindeki en güçlü ve korkunç varlıklardan biridir. Babası, yaratılış tanrısı Kayra’dır, dolayısıyla Ülgen ile kardeştirler.
Kayra, evrenin yaratıcısı olarak her iki oğluna da büyük roller vermiştir. Ancak Ülgen iyilik ve ışıkla ilişkilendirilirken, Erlik karanlık ve kötülükle özdeşleştirilmiştir. Ülgen’in gökyüzünün 16. katında yaşayıp evrenin düzenini sağlamaya çalıştığı bir dünyada, Erlik yer altının kralı olmuş ve evrendeki karanlık güçleri yönetmekle görevlendirilmiştir. Onun bu iki zıtlık arasındaki konumu, Türk kozmolojisindeki iyilik-kötülük çatışmasını da simgeler.
Erlik, yaratılış mitosunda önemli bir role sahiptir. Türklerin evrenin yaratılışına dair efsanelerinde, Ülgen ve Erlik arasında geçen büyük bir mücadeleden bahsedilir. İyimserlikle yönetilen bir evrende zamanla Erlik, Ülgen’in otoritesini sorgulamaya ve evreni kendi kurallarıyla yönetmeye başlar. Bu, iki tanrı arasındaki ilk büyük çatışmanın başlangıcı olur ve Erlik, karanlık güçlerin lideri olarak yer altına sürgün edilir. Bu sürgün, onun yer altı dünyasının kralı olmasına neden olur. Ülgen’in iradesine karşı gelmesi, Türk mitolojisinde kötülüğün başlangıcı olarak kabul edilir.
Erlik’in bu yaratılış mitosundaki rolü, evrenin düzeninin iki zıt güç tarafından korunmasını sağlar. Ülgen, iyilik ve düzenin sembolü olarak gökyüzünde hüküm sürerken, Erlik kaosun ve düzensizliğin kralı olarak yer altına hükmeder. Bu zıtlık, Türk mitolojisinde yalnızca doğa ve insan arasında değil, aynı zamanda ruhani dünyada da dengeyi korur. Erlik, yaratılışta aktif bir rol oynamış olsa da ölüm ve karanlıkla olan ilişkisi nedeniyle insanlık için korkulan bir figür haline gelmiştir.
Erlik’in kötücül rolü aynı zamanda onun kaderini de belirlemiştir. Ülgen ile olan ilişkisi, başlangıçta kardeşlik bağıyla şekillense de zamanla ikisi arasındaki güç mücadelesi derinleşmiştir. Ülgen’in evreni düzenlemek ve insanlara yol göstermekle ilgilendiği yerde, Erlik daha kaotik bir güçle, ruhların ve karanlığın hükmünü sürdürmeye çalışır. Türk mitolojisindeki bu zıtlık, Çin felsefesindeki yin-yang anlayışına benzer şekilde, karşıt kutupların varlığına dayanan bir denge unsuru olarak kabul edilir.
Mitolojik Anlam
Erlik, basitçe, Türk mitolojisinde yer altı dünyasının kralı olarak görev yapar. Dolayısıyla diğer mitolojilerdeki yar altı tanrılarına benzer şekilde ölüm, karanlık ve kötülükle ilişkilendirilir. Bu yönüyle, yer altı dünyasında hapsedilmiş ruhlar ve karanlık varlıklar üzerinde mutlak bir güç sahibidir. Onun görevi, yaşamın kaçınılmaz bir sonu olan ölüm ve ölüm sonrası süreci yönetmektir. Ölüm ile olan bu bağlantısı, onu insanın en derin korkularının sembolü yapar. Türk mitolojisinde ölüm bir son değil, başka bir âleme geçiş olarak görülür, ve bu âlem Erlik’in hâkimiyetindedir.
Erlik’in ölüm ve ölüler üzerindeki etkisi, onu insanların hem korktuğu hem de saygı duyduğu bir figür haline getirir. Türkler arasında ölümün bir parçası olarak kabul edilen Erlik, beden öldükten sonra ruhların yolculuk ettiği karanlık yer altı dünyasının lideridir. Şamanlar, onun gücünü ve ölüler üzerindeki kontrolünü anlamaya çalışarak ritüeller geliştirirler.
Erlik’e yönelik korku, ölüm sonrası yaşamın belirsizliğiyle bağlantılıdır. İnsanların ruhları Erlik’in dünyasına girdiğinde, iyi ya da kötü eylemlerine göre değerlendirilirler ve buna göre yer altında kalırlar.
Erlik’in varlığı, bir yandan da kozmolojik bir dengedir. İnsanlar yaşamda Ülgen’in düzenini ve iyiliğini takip ederken ölümde Erlik’in karanlık dünyasına geçiş yaparlar. Bu geçiş, insanın varoluşuna dair büyük sorular doğurur. İnsanlar iyi ya da kötü eylemlerine göre Erlik’in dünyasında bir karşılık bulurlar.
Erlik Nasıl Betimlenir?
Erlik, mitlerde genellikle dizlerine kadar uzanan sakalları ve kapkara saçlarıyla betimlenir. Bu betimlemeler, Erlik’in karanlıkla olan derin ilişkisini ve gücünün büyüklüğünü yansıtır. Onun bıyıkları yaban domuzu dişlerine benzer şekilde tarif edilir. Boynuzları ise devasa bir ağacın dallarına benzer.
Erlik’in karanlık saçları, kaşları ve boynuzları, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda ruhani bir anlam taşır. Yer altında yaşayan kötücül ruhların lideri olan Erlik, her yönüyle karanlık ve ölümün tanrısıdır. Demirden yapılmış kasvetli bir sarayda oturur. Pas kokan bu sarayı Abra ve Yutpa adındaki iki korkunç canavar korur.
Erlik’in betimlemeleri genellikle aşırı korkutucu ve grotesk detaylar içerir. Şaman dualarında onun betimlenişinin, insanların içlerindeki korkuları yansıttığı söylenebilir. Bu korkular, ölümle ve bilinmeyenle olan ilişkilerini de gözler önüne serer. Erlik’in görünüşü, insanlara ölümün kaçınılmazlığı, korkutuculuğu ve doğanın acımasızlığı hakkında bir hatırlatmadır. Onun varlığı, karanlığın ve kaosun somutlaşmış hali olarak düşünülür. Bu yüzden de hiçbir şekilde resmi ya da heykeli yapılmamıştır.
Türk Mitolojisinde Yer Altı Dünyası
Türk mitolojisinde yer altı dünyası, sıradan insanların bilmediği, göremediği, ancak korktuğu bir yer olarak tasvir edilir. Bu dünyada Erlik, tüm ölülerin ruhlarını üzerinde mutlak kontrol sahibidir. Ölüm sonrası yaşamın nasıl olacağı Erlik’in dünyasında belirlenir.
Yer altı dünyası genellikle cehennem gibi kavramlarla ilişkilendirir. Ancak Türk mitolojisinde Erlik’in dünyası daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu âlem, ruhların yalnızca cezalandırıldığı değil, aynı zamanda değerlendirildiği bir yerdir. İyi ya da kötü ruhların, Erlik’in hükmünde nasıl bir kaderle karşılaşacakları, onların yaşamları boyunca yaptıkları eylemlere bağlıdır. Bu yüzden Erlik’in dünyası, sadece karanlık ve acı dolu bir yer olarak değil, aynı zamanda adaletin de hüküm sürdüğü bir âlem olarak düşünülebilir.
Türk mitolojisindeki ceza ve ölüm sonrası yaşam kavramları, Erlik’in dünyasında şekillenir. İyi bir yaşam sürenler, Ülgen’in dünyasına kabul edilip huzur bulurken kötülük yapanlar Erlik’in karanlık dünyasında cezalandırılır. Yer altı dünyasında, ruhlar hem geçmişte yaptıkları kötülüklerin bedelini öder hem de sonsuz karanlıkta hapsolurlar.
Yer altı dünyasının bir diğer önemli özelliği ise, bu aleme kaçan ya da buradan kurtulmaya çalışan varlıkların yaşadığı trajik olaylardır. Sibirya Türk efsanelerine göre, Erlik’in hizmetinde çalışan mamutlar yer altında hapsedilmiştir. Yeryüzüne kaçmaya çalışan bu mamutlar, dondurularak cezalandırılır. Bu efsane, yer altı dünyasının gücünü ve bu dünyadan kaçmanın imkânsızlığını anlatır.
Erlik’in Destan ve Efsanelerdeki Yeri
Erlik, Türk destanlarında ve halk hikâyelerinde sıkça yer alır. Özellikle Şamanizmin etkisi altında şekillenen bu hikâyelerde, Erlik hem korkulan hem de saygı duyulan bir figürdür. Şamanlar, Erlik’in gücünü anlamaya ve onu yatıştırmaya çalışırlar. Şaman ritüellerinde, Erlik’e yönelik dualar ve törenler, ölüm sonrası ruhların onun dünyasında huzur bulması amacıyla yapılır. Örneğin Orta Çağ’ın başlarında yaşayan bir Türk olsaydınız ve yakın zamanda yitirdiğiniz birinin ruhunun acı çekmesinden endişe ediyorduysanız bir şamandan Erlik’le görüşmesini rica ederek ya da Erlik’e kurbanlar sunarak merhumun acısını belki dindirebilirdiniz.
Destanlarda, Erlik’in insanlarla ve diğer tanrılarla olan etkileşimleri de büyük bir yer tutar. Bu hikâyelerde, Erlik’in gücüne meydan okuyan kahramanlar, onun dünyasına giriş yaparak ölümden sonra ruhlarını kurtarmaya çalışır. Ancak bu mücadeleler genellikle başarısızlıkla sonuçlanır. Çünkü Erlik’in dünyası, insan ruhunun gücünün ötesinde bir yerdir.
Şaman Metinlerinde Erlik’in Çocukları
Bazı şaman metinlerinde ve söylencelerde Erlik’in oğullarından ve kızlarından bahsedilmiştir. Bunlar Kara Oğlanlar ve Kara Kızlar olarak bilinir.
Kara Oğlanlar
Erlik’in, Kara Oğlanlar olarak da bilinen dokuz oğlu vardır. Adları Badış Han, Karaş Han, Kerey Han, Kömür Han, Matır Han, Şıngay Han, Temir Han, Uçar Han ve Yabaş Han’dır. Her birinin kendine özgü bir görevi olmakla birlikte yeri geldiğinde, Erlik’in dünyasına inmeye çalışan şamanlara yardımcı olurlar.
Kara Kızlar
Erlik’in, Kara Kızlar olarak da bilinen dokuz kızı vardır. Adları hakkında herhangi bir yazılı kaynak bulunmayan bu kızlar, genellikle Ülgen’in yanına çıkmaya çalışan şamanları dişilikleriyle ve baştan çıkarıcılıklarıyla yolundan alıkoyan, kötücül “femme fatale” varlıklar olarak bilinirler.
Erlik’in Diğer Mitolojik Karakterlerle İlişkisi
Macar mitolojisindeki Ördög ile Türk mitolojisindeki Erlik arasında birçok dikkat çekici benzerlik bulunmaktadır. Her iki figür de karanlık, kötülük ve yer altı dünyasıyla ilişkilendirilmiştir. Bu benzerlikler, Türk ve Macar kültürlerinin tarihsel bağlarına ve şamanizm etkilerine dayanan ortak kozmolojik temalarla açıklanabilir.
Ördög, Macar mitolojisinde karanlık ve kötülüğün tanrısı olarak kabul edilir. Erlik gibi, Ördög de cehennem benzeri bir yer altı dünyasında yaşar ve kötü ruhlar üzerinde hâkimiyet sahibidir. Her iki figür de ölümle ilişkilendirilir ve ruhların kötü kaderlerini belirleyen varlıklar olarak görülür. Özellikle yer altı dünyasının kralı rolü, hem Ördög hem de Erlik için belirleyici bir özelliktir. Macar halk inanışına göre Ördög, insanları yoldan çıkarmak ve kötülüğe sürüklemek için sürekli faaliyet halindedir. Tıpkı Erlik’in şamanları ve insanları baştan çıkarıcı Kara Kızlar aracılığıyla yoldan çıkarmaya çalışması gibi.
Ördög, genellikle boynuzlu, kara sakallı ve çirkin bir varlık olarak tasvir edilir. Bu betimleme, Erlik’in boynuzları, sakalları ve korkutucu görünüşüyle son derece benzerdir. Her iki figür de doğrudan doğanın vahşi ve tehlikeli yönlerini temsil eder. Ördög, kara ormanların ve yaban hayatının kötü güçlerini yansıtırken, Erlik yer altının karanlık ve bilinmeyen tehlikelerine hükmeder.
Diğer dünya mitolojilerinde yer altı tanrılarıyla yapılan karşılaştırmalarda, Erlik’in Yunan mitolojisindeki Hades’e benzetildiği görülür. Hades gibi Erlik de yer altı dünyasının kralıdır ve ölülerin ruhlarını yönetir. Ancak Hades, daha pasif bir figürken, Erlik daha aktif ve cezalandırıcı bir rol üstlenir. Hades’in aksine, Erlik sürekli olarak insan yaşamına müdahale etmeye çalışır ve onları kötülük yapmaya teşvik eder. Bu açıdan Erlik, daha güçlü ve karanlık bir figür olarak öne çıkar.
İskandinav mitolojisinde ise, Erlik, Loki ile karşılaştırılabilir. Loki, kötülüğün ve kaosun tanrısı olarak İskandinav mitolojisinde yer alır. Sürekli olarak diğer tanrılarla mücadele içindedir. Erlik gibi Loki de karanlık güçleri temsil eder. Bu güçlerle evrenin düzenini bozmayı amaçlar. Ancak Erlik’in Loki’den farkı, yer altı dünyasının doğrudan kralı olmasıdır. Erlik, sadece kötülük yapmakla kalmaz, aynı zamanda ölüm sonrası yaşamın hükmünü de elinde tutar.