Aralık demek uzun geceler demek, rengarenk çamlar demek, yeni yıl demek, sıcak şarap demek. Noel, Yule ve Nardugan gibi etkinlikler de cabası… Peki kökleri Antik çağlara dek uzanan bu etkinliklerin birbirleriyle bir bağlantısı var mı?
Nardugan Ne Demek?
“Nardugan” sözcüğü kabaca Gündoğan anlamına gelmektedir. Güneş anlamına gelen “Nar” ile doğan-yükselen anlamına gelen “dugan” sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Tatar Türkçesi uzmanı R. G. Ahmetyanov, Ural ve Orta Volga topluluklarının hepsinde Nardugan terimine rastlandığını belirtmiştir.1
“Nar” sözcüğünün Türkçeden mi Moğolcaya, yoksa Moğolcadan mı Türkçeye geçtiği konusunda fikir ayrılığı vardır. Ancak Moğolcadan Türkçeye geçtiği yönündeki görüşler ağır basmaktadır. Nitekim günümüzde Güneş, Moğolcada hâlâ Nar olarak adlandırılmaktadır.
Başkurt, İdil Tatar, Özbek ve Karakalpak Türkçesinde Güneş’e Kuyaş/Koyaş denmektedir. Kırım Tatar, Türkiye, Azerbaycan, Türkmen, Kırgız, Yakut, Tuva ve Kazak Türkçesinde ise Kün/Gün/Güneş terimleri kullanılmaktadır.
Nardugan Ne Zaman?
Türk sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ve Kumuk kökenli Rus tarihçi Murad Adji’ye göre Nardugan her yıl kış gündönümünde kutlanmaktadır.2 Kış gündönümü miladi takvime göre 21 Aralık’a denk gelmektedir. Bu tarihten sonra gündüzler uzamaya, geceler kısalmaya başlar. Bu, günün geceye, yani aydınlığın karanlığa karşı elde edeceği zaferin bir başlangıcı kabul edilir.
Tatar filolojisi ve tarihi uzmanı Gulfia Zilifovna Kamalieva da Nardugan’ın kış gündönümünde kutlandığını ve Nardugan geleneklerinin günümüzdeki Noel geleneklerine benzediğini belirtmiştir.3
Nardugan’ın ne zaman kutlandığına yönelik farklı bir görüş yazar Kutlu Altay Kocaova’ya aittir. Kocaova’ya göre Nardugan, Hristiyan Türk topluluklarından Çuvaşların, Mart ayında kutlanan Nevruz’a verdiği bir addır.
Nardugan Bayramında Ne Yapılır? Nardugan Nasıl Kutlanır?
Muazzez İlmiye Çığ ve Murad Adji’ye göre Nardugan eski Türklerin kutladığı en önemli bayramlardan biriydi. Gündüzlerin uzamaya başlaması bazı Türk topluluklar tarafından Güneş’in bir zaferi olarak yorumlanmış ve kutlamaya değer bulunmuştu. Bu görüşe göre Güneş’in geceye karşı elde edeceği zaferin minneti olarak Ülgen’e dualar edilirdi. Nitekim D. R. Sharafutdinova, Nardugan’ın temelinde Güneş kültünün yer aldığını belirtmiştir.
Ülgen, pek çok şaman duasında Güneş’in yaratıcısı olarak geçer.
Güneş, pek çok pagan toplulukta olduğu gibi, neredeyse tüm Türk topluluklarda kutsal sayılmıştı. Doğan Avcıoğlu, Hun imparatorlarının her sabah Güneş’e taptığını yazmıştır.4 Bu nedenle eski Türklerde Nardugan gibi Güneş’le bağlantılı kutlamalar yapılması, Türk inanç sistemiyle uyum içindedir.
Muazzez İlmiye Çığ, Nardagun Bayramı’nda dua ve kutlamalar nedeniyle yaşam ağacını sembolize eden akçam ağaçlarının süslendiğini söylemiştir.
Türklerde ağaç kültünün oldukça önemli bir yer tuttuğunu biliyoruz. Örneğin eski Türklerde ardıç tütsüsü ruhları uzaklaştırmak amacıyla kullanılmıştır. Uzun boyları ve dik duruşları nedeniyle bazı mezarlara servi ağaçları ekilmiştir. Ek olarak Türkler ağaçları, duaları tanrıya ulaştıran bir araç olarak görmüştür. Bu nedenle ağaçların altında dua etmek oldukça yaygın bir gelenektir. Yani, Nardugan’da dua etmek için ağaçların aracı olarak kullanılması mümkündür. Mevsim kış olduğu için de çam gibi yaprak dökmeyen ağaçların tercih edilmesi makul bir açıklamadır.
Nardugan Gelenekleri Nelerdir?
Nardugan’da komşularla tebrikleşmek, yeni giysiler giymek, hediyeleşmek, ziyafet vermek, Ülgen için kımız saçmak, dua etmek ve ağaç diplerine adaklar bırakmak en yaygın geleneklerdi. Dileklerin renkli bez parçalarına yazılarak ağaçlara asılmasının ise, günümüzdeki ağaç süsleme geleneklerine temel oluşturabileceği düşünülmektedir.
Günümüzdeki Türk topluluklarda Nardugan ile ilgili yaygın bir gelenek de nar yemek ve nar şarabı içmektir. Nar, çok taneli yapısı nedeniyle pek çok toplulukta bereketi sembolize etmiştir. Bu nedenle yeni yılın bereketli geçmesi için nar yemek yaygın bir gelenek hâline gelmiştir. Ancak nar ağaçlarının yetiştiği bölgeler, eski Türk kültür coğrafyasının güneyinde kaldığı için bu geleneğin sonradan Türk folkloruna girdiği söylenebilir.
Nardugan ile ilgili bilgilerin ve geleneklerin çoğu günümüze söylenceler yoluyla ulaşmıştır. Yazılı kaynaklar en çok 1900’lerin başlarına kadar geriye gitmektedir. Bu da pek çok tarihçinin Nardugan’a kuşkuyla yaklaşmasına neden olmaktadır.
Ayaz Ata Kimdir?
Nardugan denince akla gelen ilk karakter Ayaz Ata’dır. Ayaz Ata kısaca Slav folklorundaki Ded Moroz’un Türk varyantıdır. Kökeni konusunda iki önemli görüş bulunmaktadır. İlk görüşe göre Ayaz Ata, Rus folklorundaki Ded Moroz’dan esinlenerek oluşturulmuş kurgusal bir karakterdir. Türk folkloruna sonradan eklenmiştir. Günümüzde de bir Noel Baba varyantı olarak görülmektedir.
Diğer görüşe göre ise Ayaz Ata, eski Türk mitolojisindeki Ayas Han’ın modernize edilmesiyle oluşturulmuş bir karakterdir.
Ayas Han, ay ışığından oluşmuştur. Nitekim günümüzde kuru soğuk anlamına gelen ayas/ayaz sözcüğü “ay-” kökünden türemiştir. Kaşgarlı Mahmut, “ayas” sözcüğünün parlak anlamına geldiğini yazmıştır. Benzer şekilde eski kaynaklarda “ayas” için sıklıkla “berrak, Aylı ve soğuk hava” gibi tanımlamalar yapılmıştır.
Ayas Han, güz mevsiminin sona ermesiyle ağzındaki soğuk havayı üfleyerek kış mevsimini başlatır.5
Yule Nedir?
Jul ya da Jól olarak da bilinen Yule, günümüzde genellikle kış aylarında kutlanan eski pagan festivallerinden biridir. Daha çok İskandinav, Germen ve Kelt topluluklarda öne çıkmıştır. Araştırmacılar Yule’un kökeninin İskandinav topluluklara dayandığını düşünmektedir.
Yule Ne Zaman Kutlanır? Yuletide Sezonu Nedir?
Yule, bazı kaynaklara göre Kasım ayı ile Ocak arasında kutlanmıştır. Bazı kaynaklar ise Ocak ile Şubat aylarında kutlandığını belirtmiştir. Günümüzde genellikle 21 Aralık’ta başlayıp, 1 Ocak’ta sona erdiği kabul edilir. Bu 12 günlük dönem Yuletide Sezonu olarak adlandırılır. Güney Yarım Kürede bu dönem Temmuz ayına denk gelir. Ancak pek çok araştırmacı bu tarihlerin 10. yüzyılda Norveç kralı Håkon döneminde değiştirilen tarihler olduğunu düşünmektedir.
İsveçli arkeolog Andreas Nordberg, Norveç kralı Håkon döneminde bir Hristiyanlaştırma politikası olarak Yule tarihinin değiştirildiğini yazmıştır. Nordberg’e göre Hristiyanlık öncesi İskandinav topluluklarında Ay esaslı takvim kullanılmaktaydı. Bu nedenle Yule tarihi her yıl değişmekteydi. Yule, kış gündönümünü izleyen yeni aydan sonra gelen ilk dolunayda kutlanmaktaydı. Bu nedenle Yule kimi yıllar Ocak ayına, kimi yıllar ise Şubat başlarına denk gelmekteydi. Ancak Kral Håkon, toplumun Hristiyanlaşmasını kolaylaştırmak adına Yule tarihlerini Noel ile aynı tarihlere sabitlemişti.6
Yule Gelenekleri
Yule, tarihi ve gelenekleri itibariyle günümüzde pek çok toplulukta yerelleşmiş durumdadır. Vikanlar ve neopagan gruplar tarafından da kutlanan Yule için en yaygın gelenek insanların bir araya gelip eğlenmesi ve hediyeleşmesidir. Bu eğlenceler çoğu kez şenlik ateşi etrafında gerçekleşir. Şenlik ateşi bazen büyük kütükler sayesinde günlerce sürebilir.
Yule geleneklerinden bir diğeri de evlerin ve çevrenin çam dallarıyla, ökseotlarıyla ya da çobanpüskülleriyle süslenmesidir. Pek çok araştırmacı, günümüzdeki bazı Noel geleneklerinin Yule geleneklerinden geldiğini düşünmektedir.
Saturnalia Nedir?
Saturnalia, Antik Roma’da Aralık ayında kutlanan bir festivalin adıdır. Farklı imparatorlar tarafından tarihleri değiştirilse de genellikle 17 Aralık ile 25 Aralık tarihleri arasında kutlanmıştır. Bu nedenle kış gündönümü festivalleriyle birlikte değerlendirilir.
Saturnalia, Roma tanrısı Satürn onuruna düzenlenen bir festivaldi. Festival boyunca okullar ve devlet kurumları kapalı olurdu. Sosyal kurallar gevşetilirdi. Köle-efendi gibi hiyerarşiler birkaç günlüğüne yok olurdu. Her yerde ziyafetler düzenlenir, şarkılar söylenir ve olağanın üstünde içki tüketilirdi. Işığın geri dönüşünü simgelemek amacıyla mumlar yakılırdı. Komşular birbirlerine küçük hediyeler verirdi.7
Saturnalia festivallerinin 4. yüzyıla dek sürdüğü bilinmektedir. Roma imparatoru Constantine’in Hristiyanlığı kabul etmesiyle birlikte Saturnalia festivalleri eski görkemini yitirmiş ve zamanla yok olmuştur.
- “Общая лексика духовной культуры народов Среднего Поволжья”, Р.Г. Ахметьянов (R. G. Ahmetyanov), Изд-во “Наука”, 1981[↩]
- Мурад Аджи – Кипчаки. Древняя история тюрков и Великой Степи, 1999, ISBN 5-88149-044-4[↩]
- “Традиции встречи нового года в системе праздников тюркских народов“, Г. З. КАМАЛИЕВА, Академии наук Республики Татарстан[↩]
- “Türklerin Tarihi”, Doğan AVCIOĞLU, Tekin Yayınları, ISBN: 9789754780208[↩]
- “Türk Söylence Sözlüğü“, Deniz KARAKURT[↩]
- Andreas NORDBERG, Jul, Disting Och Förkyrklig Tideräkning, 2006, ISBN 91-85352-62-4[↩]
- “Medieval Mythography: From Roman North Africa to the School of Chartres, A.D. 433-1177”, Jane CHANCE, University Press of Florida, 1994, ISBN: 9780813012568[↩]