Mezar Mimarisi: Anıtlar ve Yapılar

Mezar mimarisi, ölen bir kişinin ya da kişilerin kalıntılarının yerleştirileceği ve korunacağı yapıların tasarımı ve inşası ile ilgilenen bir alt disiplindir. Görkemli mozolelerden sade mezarlara, küçük mezarlıklardan devasa tümülüslere kadar oldukça geniş bir alanı kapsar. Aşağıda, bu yapılarla ilgili sıkça karşılaşılan bazı terimlerin anlamları verilmiştir.

Mezar Höyüğü

Mezar höyüğü, ölenler için mezar görevi görmek üzere inşa edilmiş eski insan yapımı yapılardan biridir. Merhumun kalıntılarını içeren merkezi bir mezar odası ya da çukurun üzerine toprak, kayalar ve diğer materyallerin yığılmasıyla inşa edilirler.

Mezar höyükleri dünyanın hemen her yerinde ve her döneminde bulunabilir. Ancak genellikle eski kültürler ve uygarlıklarla ilişkilendirilirler. Neolitik, Kalkolitik, Bronz ve Demir Çağları sırasında yaygın olarak kullanılmışlardır. Şekil ve boyut açısından büyük ölçüde farklılık gösterebilirler.

Mezar höyüğünün boyutu, ölen kişinin sosyal statüsüne bağlıdır. Dolayısıyla çapı birkaç metreden birkaç yüz metre uzunluğa kadar değişebilir. Hatta bazı mezar höyükleri, spiral, piramit gibi geometrik desenler şeklinde inşa edilmiştir. Günümüzde bu höyüklerin birçoğu önemli arkeolojik sit alanı statüsündedir.

“Höyük” terimi, bir yerleşim alanında her bir katmanın üzerine yeni bir katman eklenmesi sonucu oluşan ve toprakla kaplanan tepecikleri ifade eder. Bununla birlikte “mezar höyüğü” terimi Türkçede ve pek çok dilde genellikle “tümülüs”le aynı anlama gelir. Ancak bazı arkeologlar “tümülüs”le kompleks ve zengin mezar höyüklerini işaret ederler ve “mezar höyüğü”nü daha geniş anlamda kullanırlar. Bu nedenle her iki terim de ayrı başlıklar halinde ele alınmıştır.

Katakomb

Katakomblar, tarihsel olarak defin amacıyla kullanılan tonozlu yer altı tünelleri ve geçitleridir. Önceleri antik uygarlıklar tarafından ölüleri gömmek için inşa edilen yapılar daha sonra Roma İmparatorluğu döneminde Hıristiyanlar tarafından şehitleri ve azizleri defnetmek amacıyla kullanıldı. Tüneller genellikle ayrıntılı sanat eserleri ve süslemelerle donatılmış karmaşık geçitler ve ağlardan oluşur.

Katakomblar genellikle kireçtaşı ya da tüf gibi yumuşak ve gözenekli kayaların olduğu alanlarda bulunur. Bu tür kayaların kazılması hem daha kolaydır hem de kayalar, bedenlerin doğal olarak korunmasına yardımcı olacak olan hava sirkülasyonuna izin verir. Katakomblar, onları inşa eden insanların dini ve sosyal inançlarını açığa çıkararak eski inanç ve gelenekler hakkında önemli bilgiler sunar. Buna ek olarak katakombların incelenmesi, antik ölü gömme uygulamaları, Hristiyanlığın yayılması ve evrimi hakkında ipuçları sağlar.

Katafalk

Katafalk, cenaze ve anma töreni sırasında bir kişinin tabutunu yerden yüksekte tutmak için kullanılan zarif bir törensel yapıdır. Temel olarak, ölen kişinin karakterini, inançlarını ve kültürünü yansıtan çeşitli sembolik unsurlarla süslenmiş yükseltilmiş bir platformdan ibarettir.

Katafalk, ahşap ya da metal gibi çeşitli materyallerden üretilebilir. Katafalkın üzeri genellikle çiçekler, mumlar, bayraklar, armalar, rozetler ve benzeri süslemelerle donatılır.

Kenotaf

Beden kalıntıları başka bir yerde bulunan ya da cesedi bulunamayan bir kişinin onuruna dikilen sembolik anıtlara ya da mezarlara kenotaf denir. Kenotaf, bir savaşta ölen çok sayıda asker için ya da bir uçak kazasında yaşamını yitiren bir grup insan için de dikilmiş olabilir. Örneğin, Avrupa’daki birçok ülkede Dünya Savaşları sırasında ölen askerler için dikilmiş çok sayıda kenotaf vardır.

Kenotaf kelimesi Yunanca kökenli olup “boş mezar” anlamına gelmektedir.

Oda Mezar

Oda mezar, insan kalıntılarının gömülmesi için kullanılan bir yeraltı odasından ya da birbirine bağlı bir kaç odadan oluşan bir mezar yapısıdır. Oda mezarlar Mısır, Yunanistan, Roma ve Çin gibi eski uygarlıklarda yaygındı. Öncelikle yüksek statülü bireyleri ya da tüm aileyi gömmek için kullanılıyorlardı.

Oda mezarlar tasarım ve yapım açısından çeşitlilik gösterir. Genellikle, inşa edildiği kültüre ve döneme özgü karmaşık oymalar, duvar resimleri ve benzeri sanatsal ifadeler içerir. Bazıları taş ya da tuğladan yapılırken bazıları kayalara oyulmuştur. Bazıları birden fazla bedeni barındırabilecek kadar büyükken bazıları da bireysel gömüler için tasarlanmıştır.

Tasarımından bağımsız olarak oda mezarlar, ölü gömme uygulamalarının evriminde önemli bir kilometre taşıdır. Pek çoğu, eski uygarlıkların inanç ve değerlerine yönelik önemli ipuçları barındırmaktadır.

Kolombaryum

Kolombaryum, kremasyon uygulanan kişinin yakıldıktan sonra kalan kalıntılarını saklamak için tasarlanmış bir yapıdır. Bu yapılar mezarlıklarda, kiliselerde ya da diğer anma yerlerinde bulunabilir ve basit nişlerden süslü binalara dek birçok biçim alabilir.

Kolombaryumlar yüzyıllardır insanlar tarafından kullanılmaktadır. Hatta en eski örneklerin Antik Roma’ya dek uzandığı bilinmektedir.

Kremasyon sonrası küllerin ve kalıntılarının güvenli bir şekilde saklanmasına yarayan kolombaryumlar aynı zamanda aile üyelerinin ve diğer tanıdıkların kolayca bu kalıntıları ziyaret edebilmesini sağlar.

Dolmen

Dolmen, genellikle Avrupa ve Asya gibi prehistorik toplulukların yaşadığı bölgelerde bulunan, iki ya da daha fazla dik taşın yatay bir taş levhayı taşıyarak oluşturduğu bir tür megalitik mezar yapısıdır. Genellikle bir höyük ya da kurganın parçası olarak toprakla kaplı halde ortaya çıkarılırlar.

Geçmişi Neolitik‘e kadar uzanan dolmenler, dönem koşullarının el verdiği ölçüde basit araçlar ve teknikler kullanılarak inşa edilmiştir. Yapım sürecinde kullanılan taşların büyüklüğü ve ağırlığı göz önüne alındığında dolmenler, olağanüstü bir mühendislik başarısı olarak görülmektedir.

Epitaf

Epitaf, bir anıt ya da mezar taşına yazılan ve ölen kişinin yaşamı, kişiliği ya da başarıları hakkında bilgi veren kısa yazıdır. Tipik olarak kişinin adı-soyadı, doğum ve ölüm tarihleriyle birlikte kısa bir mesajdan ibarettir. Bununla birlikte bazı epitaflar, dua ya da şiir gibi dini ya da felsefi düşünceleri dile getiren alıntılar da içerebilir.

Epitaflar tarih boyunca ölen kişilere saygı göstermek için kullanılan en eski ve yaygın yollardan biridir. Bu yazılar, ölümün ardından geride kalanların sevdiklerini yitirme acısına karşı bir telafi olarak yazılırlar ve mezar taşına kazınarak gömülen kişinin hatırasını sonsuza dek yaşatmayı amaçlarlar.

Kümbet

Türk ve Pers mimarisinde “kümbet”, yöneticiler ve belli başlı kişilerin anısına yapılan bir tür kubbeli kule ya da anıt mezarı ifade eden bir terimdir. Bu yapıların iç kısmı genellikle mozaik, rölyef ya da kalem işi teknikleri ile zenginleştirilirken, dış kısmı da dekoratif detaylar ya da karmaşık çinilerle süslenir.

Pers ve Türk tarihi boyunca kümbetler, mimari açıdan zengin bir geçmişe sahip olmuştur. Önceleri yöneticiler ve diğer önde gelen kişiler için mezarlık olarak kullanılan kümbetlerin kullanım amacı zamanla genişlemiş ve gözlemevi, su kulesi gibi farklı alanlarda da bu yapılardan istifade edilmiştir.

Mezar Eşyaları

Mezar eşyaları, ölü ile birlikte mezara gömülen nesnelerdir. Bu uygulama, genellikle ölüye öteki dünyada gerekli olacağına inanılan araç ve gereçleri sağlama amacı taşır.

Arkeologlar tarafından en sık karşılaşılan mezar eşyaları arasında, mücevherler, seramikler, silahlar ve yiyecekler bulunmaktadır. Bazı kültürlerde ise, insan kurbanları ve hayvanlar da ölen kişiyle birlikte gömülmüş olabilir.

Mezar eşyaları, arkeolojik çalışmalar sayesinde insanlık tarihi hakkında bilgi sağlayan önemli bir kaynak olarak kabul edilir. Mezar eşyalarını inceleyen araştırmacılar dönemin sosyal, ekonomik, kültürel, sanatsal ve politik koşulları hakkında önemli çıkarımlarda bulunurlar.

Ölü ile birlikte mezar eşyalarının gömülmesi, antik dönemlerde yaygın bir uygulama olup Mısır, Yunan, Roma, Orta Amerika, Uzak Doğu, Kelt, Cermen, Slav, Türk ve Viking uygarlıkları başta olmak üzere birçok farklı toplulukta görülmüştür.

Kofun

Japon tümülüsü olarak da bilinen kofun, Japonya’nın önemli kültürel miraslarından biridir. Bu höyükler, toprak ve taş kullanılarak inşa edilmiş olup bazılarının uzunluğu 500 metreye kadar ulaşabilmektedir. Japon imparatorlarının ve diğer yüksek rütbelilerin gömüldüğü kofunlar, geleneksel olarak anahtar deliğine benzer bir şekilde tasarlanmıştır.

Mozole

Mozole, ölen kişiler için inşa edilen anıtsal bir yapı türüdür. Yerden yükseltilmiş bir bina olarak tasarlanan mozoleler, genellikle büyük bir kubbe ya da kemerle örtülür ve dekoratif detaylarla süslenir. Antik Mısır, Yunan ve Roma uygarlıkları da dahil olmak üzere tarih boyunca ve farklı kültürlerde mozoleler, saygın insanların anısını yaşatmak için yaygın olarak kullanılmıştır. Anıtkabir, Halikarnas Mozolesi ve Taç Mahal en bilindik mozolelerdir.

Mozoleler, hem mezar hem de anıt olarak işlev görebilir. Bazı mozoleler, önemli ya da kutsal sayılan eşyaları gömmek için kriptler, özel odalar ve nişler de içerebilirler.

Megalit Mezar

Megalit mezar, büyük ve kabaca yontulmuş taşlardan yapılmış bir tür prehistorik mezar türüdür. Genellikle Batı ve Güney Avrupa’da görülen bu mezarların çoğu Neolitik, Kalkolitik ve Bronz Çağlarında, MÖ 4000 ila 2000 yılları arasında inşa edilmiştir.

Megalitik mezarlar genellikle geniş taş bloklarının üst üste konmasıyla oluşturulan dikdörtgen ya da yuvarlak bir odadan ve bu odanın üzerini örten büyük taş bloklardan ibarettir. Bu yapılar geçit mezarı, kama mezar ve dolmen de dahil olmak üzere çeşitli biçimlerde inşa edilmiş olabilir. Geçit mezarlar, bir mezar odasına giden uzun ve dar bir geçitle karakterize edilirken, kama mezarlar, bir noktaya kadar küçülen kama şeklinde bir odaya sahiptir.

Nekropol

Genellikle antik uygarlıklarla ilişkilendirilen büyük mezarlıklara ve gömü alanlarına nekropol denir. Nekropollerin içinde, ölen kişilere saygı göstermek amacıyla yapılmış resimler, yazıtlar, heykeller ve dekoratif ögeler de yer alabilir.

Nekropol kavramı, onları oluşturan uygarlıkların dini ve kültürel inançlarıyla sıkı bir şekilde bağlantılıdır. Nekropollerin yapımında kullanılan mimari özellikler ve mezarların tasarımı, ölünün sosyal statüsüne göre şekillenir.

Nekropoller, arkeolojik çalışmalar ve tarihi araştırmalar açısından önemli bir kaynak teşkil ederler. Bu alanlar, antik uygarlıkların kültürel ve sosyal yapıları hakkında bilgi edinmek için çeşitli disiplinler arasında işbirliği yaparak incelenir. Bu bağlamda nekropoller antik mimari, arkeoloji, antropoloji ve dinler tarihi gibi alanlarda sık sık araştırma konusu olur.

Ossuary

Resmî bir Türkçe karşılığı bulunmayan “ossuary” kemik kalıntılarını muhafaza etmek için kullanılan bir kap ya da bina olarak tanımlanabilir. Genellikle taş ya da çanak çömlek gibi görece dayanıklı malzemelerden yapılan ossuary’ler ikincil gömü için kullanılır.

Kaya Mezarı

Kaya mezarları, antik çağlarda katı kaya oluşumlarına oyularak yapılan bir mezar türüdür. Oluşturulmaları önemli kaynak ve işgücü gerektirdiği için genellikle elit kesim tarafından tercih edilirler.

Kaya mezarlarının temel avantajlarından biri, yüksek dayanıklılıklarıdır. Kaya mezarları, yer mezarlarının aksine hava koşullarına ve çürümeye karşı direnç gösterirler ve binlerce yıl boyunca sağlam kalabilirler. Bu mezarların zor erişilebilir olması, mezar soyguncuları ve izinsiz girişleri azaltarak güvenli bir ortam sağlar.

Türkiye’de Amasya, Muğla, Sinop, Afyonkarahisar, Ordu, Adıyaman, Eskişehir, Kastamonu ve Samsun illerinde kaya mezarlarına rastlamak mümkündür.

Lahit

Lahit, antik dönemlerde, ölen bir kişinin kalıntılarını muhafaza etmek için kullanılan bir tür tabuttur. Çoğunlukla kalker, granit ya da mermer gibi taş malzemelerden yapılır ve ölünün yaşamıyla ilgili imgeler ve tasarımlarla dekore edilir.

Genellikle yüksek statülü kişiler için yapılan lahitler antik dönemlerde özellikle Mısır, Yunanistan ve Roma’da popülerdir. En eski örnekleri ise Mısır’daki Eski Krallık dönemine dek uzanmaktadır.

Ana fonksiyonları olarak ölüyü muhafaza eden bir tabut olmalarının yanı sıra, lahitler aynı zamanda törensel bir amaç da taşırlar. Bazı lahitlerin dekorasyonları, dönemlerinin sanatsal ve mimari özelliklerini yansıtması nedeniyle tarih ve sanat tarihi açısından son derece önemli görülür.

Stel

Stel, taş benzeri dayanıklı malzemelerden üretilen ve genellikle anma ya da dini amaçlarla dikilen levhalardır.

Antik Mısır’da steller mezar taşları olarak işlev görmüş, önemli olayları anmak ya da önemli kişileri onurlandırmak için kullanılmıştır. Bu stellerin üzerinde genellikle hiyeroglif yazılar yer almaktadır.

Antik Yunanistan’da da steller genellikle mezar taşları olarak kullanılmıştır. Stellerdeki resimler ve kabartmalar, kişinin hayatından sahneler, mesleği ya da sosyal statüsü hakkında bilgiler içerir.

Tümülüs

Tümülüs, Avrupa ve Asya’da sıkça bulunan, genellikle toprak ve taşlardan yapılmış bir mezar höyüğüdür.

“Tümülüs” ve “mezar höyüğü” terimleri pek çok dilde genellikle eş ya da yakın anlama sahiptir. Ancak bazı arkeologlar “tümülüs” terimini özellikle Bronz ve Demir Çağları‘nda yapılan daha zengin ve kompleks mezar höyüklerini ifade etmek için kullanır.

  1. Encyclopedia Britannica & Merriam-Webster.com
  2. “The Christian Catacombs of Rome: History, Decoration, Inscriptions”, Vincenzo Fiocchi Nicolai, Fabrizio Bisconti & Danilo Mazzoleni, Schnell & Steiner, ISBN: 9783795411947
  3. Grave goods in early medieval burials: messages and meanings“, Heinrich Härke, Mortality, Promoting the interdisciplinary study of death and dying, Volume 19, 2014
  4. “The Oxford Handbook of the Archaeology of Death and Burial”, Sarah Tarlow (Editor) & Liv Nilsson Stutz (Editor), Oxford University Press, ISBN: 9780199569069
  5. “Death and Burial in the Roman World”, J. M. C. Toynbee, Johns Hopkins University Press, ISBN: 9780801855078
  6. “The Archaeology of Death and Burial”, Mike Parker Pearson, Texas A&M University Press, ISBN: 9781585440993
  7. “Death and the Afterlife: A Cultural Encyclopedia”, Richard P. Taylor, ABC-CLIO, ISBN: 978-0874369397