Kan yemini, genellikle iki erkek arasında sembolik bir bağlılık duygusu oluşturan ve sonsuza dek dost kalmak için düzenlenen bir ritüeldir. Antik zamanlarda göçebe halklar arasında yaygın olan uygulama, zamanla yerleşik kavimlerde de görülmüştür. Kan yemini yapan kişiler kan kardeş olarak adlandırılırlar ve ortak düşman karşısında ölünceye dek birlik olurlar.
İskitlerde Kan Yemini
İskitler, MÖ. 7. yüzyıl dolayında Karadeniz-Hazar Stepleri ile Orta Asya’nın batısını mesken tutan göçebe bir halktır. Daha önce nerede yaşadıkları tam olarak bilinmemekle birlikle genellikle doğudan ya da güneydoğudan geldikleri düşünülmektedir.
İskitler ticari açıdan dönemin Yunan kent devletleriyle sıkı bir ilişki içinde olmuşlardır. Genellikle kürk gibi hayvansal ürünler ihraç etmiş, bunun karşılığında şarap ve tarım ürünleri almışlardır.
İskitler ve Antik Yunanlar arasındaki ticari ilişki, iki toplumun da birbirinden etkilenmesine ve zamanla birbirlerini daha yakından tanımalarına neden olmuştur. Bu nedenle İskitlerin toplumsal yapısına yönelik bilgilerin önemli bir bölümü Antik Yunan tarihçileri aracılığıyla günümüze ulaşmıştır.
İskitlerin kan yemini ritüellerine yönelik ilk detayları, MÖ. 5. yüzyılda yaşamış olan Karyalı tarihçi Herodot kaleme almıştır.
Herodot’un aktardıklarına göre İskitler kan yemini seremonisine başlarken önce topraktan yapılmış bir kaba kanlarını akıtırlardı. Bunun için küçük bir delici obje ya da kılıç kullanırlardı. Ardından bu kanı şarapla karıştırırlar ve içerlerdi. Hatta orada bulunan önemli kişilere de bu içecekten ikram edebilirlerdi. Birbirinin kanını içen ya da yalayan kişiler o andan itibaren kan kardeş sayılırdı. Artık onlar için ölünceye dek sürecek bir dostluk başlamış olurdu.
Prehistorya profesörü Max Ebert, kan yemini ritüelleri sırasında içki içmek için bazen toprak kap yerine boynuz da kullanıldığını yazmıştır.1
Tarih profesörü İlhami Durmuş’a göre İskitlerdeki ritüeller, eski Türklerdeki kanlı ant seremonileriyle aynıdır.2
İskit, Hun, Göktürk ve Kırgız Toplumunda Kurban, Adak ve Saçı Saçma Gelenekleri
Asya ve Avrupa Hunlarında Kan Yemini
Çuvaş kökenli Rus tarihçi Nikita Yakovleviç Biçurin, İskitler de görülen kan yemini ritüelinin çok benzerinin Asya Hunlarında da görüldüğünü belirtmiştir.
MÖ. 1. yüzyılda Asya Hun lideri Ho-han-ye ile Çin elçileri arasında, Hun ülkesindeki bir dağın tepesinde gerçekleşen seremonide önce beyaz bir at kurban edilmiştir. Ardından Ho-han-ye kılıcını kanla karışık bir şaraba batırmış ve bu şarabı Yüeçi hanının kafatasından yapılmış bir kapla içmiştir.
Seremoninin bir dağda gerçekleşmesi, dağ kültüyle bağlantılı gözükmektedir. Kurbanlık olarak beyaz bir atın seçilmesi ise ata verilen önemle ilgilidir. At, göçebe boylar arasında en değer verilen hayvanlardan biridir. Beyaz renk ise, tahmin edileceği üzere masumiyetin ve saflığın bir sembolüdür.
Asya Hunları ile Çinliler arasındaki yemin törenleri sırasında beyaz atların kurban edildiği ve kanlı içkiler içildiği tarihçi ve sinolog J.J.M. De Groot tarafından da dile getirilmiştir.3
Kan yemini geleneklerinin Kavimler Göçü aracılığıyla Avrupa’ya yayıldığı ve Avrupa Hunlarında da benzer yemin ritüellerin uygulandığı düşünülmektedir.
Bu bağlamda, Hun soyundan geldiğine inanılan yedi Macar boyunun liderleri arasında yapılan kan yemini töreni önemlidir.
Bu tören hem İskitlerdeki hem de Hunlardaki yemin törenleriyle hemen hemen aynıdır.
Öteki Topluluklarda Kan Yemini ve Kan Kardeşliği
İskitlerden ve Hunlardan miras kalan kanlı yemin gelenekleri, bölgedeki diğer topluluklar tarafından da benzer biçimde sürdürülmüştür. İngiliz arkeolog Ellis Minns bu ritüellerin Macarlar ve Kumanlar arasında yaygın olduğunu belirtmiştir.4
Göktürklerin tarih sahnesine çıkmasıyla birlikte ant içme törenleri kılıç ve bıçak üzerine yoğunlaşmıştır. Demirci bir topluluk olduğu bilinen Göktürklerin kılıç ve bıçak üzerine ant içmesi, demirin kutsal sayılmasıyla bağlantılı gözükmektedir.
Tarihçi ve folklorist Abdülkadir İnan, benzer ant törenlerinin Uygurlarda görüldüğünden bahsetmiş ve Uygurların ant şarabı içtiğini yazmıştır.5
İzlandalılara ait Gísla Sagası’na dayanarak kan kardeşliği uygulamasının İskandinav kökenli topluluklarda da görüldüğü söylenebilir.
10. ya da 11. yüzyılda yazıldığı düşünülen Lokasenna şiirinde, Odin ile Loki’nin kan kardeş olduğu yazılıdır.
Kan ve Şarap
Antik Çağ boyunca görülen kanlı şarap içme ritüeli, daha sonraki dönemlerde pek çok toplulukta yerini yalnızca şaraba bırakmıştır.
Şarap hem sanatta hem de edebiyatta yaygın bir metafordur. Sanatta kan, sevgi, zenginlik ve neşeyi sembolize ederken, spiritüalizmde dönüşümle ilişkilendirilmiştir.
- “Südrußland: Skytho-Sarmatische Periode”, Max EBERT, deGruyter, ISBN: 9783111915067[↩]
- “İskitler”, İlhami DURMUŞ, Akçağ Yayınları, ISBN: 9786055413958[↩]
- “Die Hunnen Der Vorchristlichen Zeit”, Jan Jakob Maria De Groot, deGruyter, 1921[↩]
- “Scythians And Greeks”, Ellis Hovell MINNS, Cambridge University Press, ISBN: 9780511791772[↩]
- “Eski Türklerde ve Folklorda ‘Ant’“, Abdülkadir İNAN, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Cilt 4, Sayı 8[↩]