Alkarısı: Kırmızılar İçinde Cadı Benzeri Bir Kadın

Kırmızılar içinde kötücül bir kadın, hatta cadı da denebilir. Bazıları onu Adem’in ilk eşi Lilith’e de benzetiyor. Bebekleri ve lohusa kadınları öldürmesiyle ünlü. Bu açıdan çocukların ve gebe kadınların koruyucusu Tanrıça Umay’la zıt olduğu söylenebilir.

Alkarısı ya da Albis Kimdir?

Alkarısı, Türk ve Altay kökenli pek çok toplulukta inanılan kötücül bir varlıktır. Bazı yörelerde Albis ya da kısaca Al olarak da bilinir. Ancak Alkarısı ve Albis’in farklı varlıklar olduğunu düşünenler de vardır. Alkarısı’nın neden olduğu fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar “Albastı” olarak adlandırılır.

Alkarısı adından da anlaşılacağı üzere kırmızı giyimli kötücül bir kadındır. Ancak bazı yörelerde kırmızı giymediği, tam tersine kırmızıdan korktuğu söylenir. Genellikle çirkin bir cadıya benzetilse de bazen baştan çıkarıcı bir kadın olarak betimlenir. Dağ gibi ıssız yerlerde, rahatlıkla gizlenebileceği ağaçlık alanlarda, yerleşim yerlerine uzak göllerde ve ağaç kovuklarında yaşadığı söylenir.

Alkarısı Kimlere Musallat Olur?

Alkarısı yeni doğum yapmış kadınlara ve çocuklara musallat olur. En sevdiği yemek taze bebek ciğeridir. Bu nedenle küçük çocukları, özellikle yeni doğmuş bebekleri öldürmeye çalışır. Yeni doğum yapmış kadınların en çok korktukları şey işte bu nedenle Alkarısı’dır. Hatta öyle ki Alkarısı’nın hayvan şekline girebileceği kuşkusuyla yeni doğum yapmış kadının odasına kedi, köpek gibi hayvanlar bile sokulmazdı ve ışıklar bir süre hiç söndürülmezdi.

Ancak halkbilimci Prof. Dr. Zekeriya Karadavut, bir makalesinde T. D. Bayaliyeva’yı kaynak göstererek Kırgızların, kadının doğum yaptığı yere kartal getirdiklerini, çünkü kartalın Alkarısı’nı ve kötücül varlıkları uzak tuttuğuna inandıklarını yazmıştır.1

Güney Sibirya’ya yakın Türk topluluklardaki, özellikle Kazaklardaki ve Kırgızlardaki söylencelere göre Alkarısı daha çok tilki ve keçi kılığında insanlara yaklaşmaktadır.2

Alkarısı’ndan Korunmanın Anahtarı: Demir ve Kurban

Pek çok yörede Alkarısı’nın demirden korktuğu söylenir. Bu nedenle yeni doğum yapmış kadınların yastıklarının altına eskiden bıçak ya da iğne gibi demir objeler koyulurdu.3

Demirin koruyucu bir materyal olarak kullanılması, Türk kökenli bazı topluluklarda demirin kutsal sayılmasıyla bağlantılı gözükmektedir. Ek olarak silah sesinin de Alkarısı’nı uzak tuttuğu aktarılmıştır.

Alkarısı’ndan korunmak için bir diğer yol ise küçükbaş bir hayvanın kurban edilmesidir. Bu yöntemde genellikle bir koyunun ciğeri, hamile kadının ya da yeni doğmuş bebeğin ciğerine karşılık Alkarısı’na ikram edilirdi. Bu yolla Alkarısı’nın hamile ya da lohusa kadını rahat bırakacağına inanılırdı.

Toplumsal Bilinçaltı ve Günümüzde Alkarısı

Alkarısı esasen insanoğlunun toplumsal bilinçaltındaki korkularının bir dışavurumudur. Bu nedenle Alkarısı benzeri kötücül varlıklara pek çok toplulukta rastlanabilmektedir.

Ayrıca bakınız: Türk ve Altay Mitlerindeki En Korkunç On Bir Varlık

Yeni doğmuş bebekleri yitirme korkusu ve doğum sonrası kadınlarda görülebilen psikolojik rahatsızlıklar Alkarısı gibi kötücül varlıklara yorulmuş, hormon düzeylerindeki dengesizliklerin tetiklediği depresif davranış biçimleri ise Alkarısı’nın neden olduğu semptomlar olarak ele alınmıştır.

Alkarısı benzeri inançlar çok yakın tarihe dek Orta Asya, Sibirya, Kafkasya ve Anadolu’nun bazı yörelerinde etkisini sürdürmüştür. Ancak günümüzde adına çoğunlukla mitoloji kitaplarında, filmlerde ve masallarda rastlandığı söylenebilir.



  1. Kırgız Masallarında Mitolojik Unsurlar“, Zekeriya KARADAVUT[]
  2. “Aus Sibirien”, Wilhelm RADLOFF, 1893, ISBN: 9789757651666[]
  3. Türklerde Tabiat Üstü Varlıklar Ve Bunlarla İlgili Kabuller, İnanmalar, Uygulamalar, Ayşe DUVARCI, Başkent Üniversitesi, 2005[]